Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.10.2013 tarihli ve 2013/73 E. , 2013/401 K. sayılı kararı;
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarında önemli olağanüstü kanun yolu başvurusu gerekçelerinden biri de ilgili suçla ilgili genelde çok fazla ilde dava açılması, sanığın talimat mahkemelerinde ifade vermesi sebebiyle sanığa bazı talimat duruşmalarında “esas mahkemesinde savunma yapmak isteyip istemediğinin” sorulmaması hususudur. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.02.2012 tarihli ve 248-37 ile 22.11.2011 tarihli ve 192-241 sayılı kararlarında; “Sorgusundan önce sanığa, ifadesini yargılamayı yapan mahkeme huzurunda vermek isteyip istemediğinin sorulmaması veya sorulması üzerine duruşmadan bağışık tutulmak istemediğini belirtmesine karşın istinabe ile alınan ifadesiyle yetinilmesi savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağından mutlak bir bozma nedeni olduğu” sonucuna ulaşılmıştır. Sanığa “esas mahkemesinde savunma yapmak isteyip istemediği” sorusunun sorulmaması savunma hakkını sınırlar mahiyette mutlak bir bozma gerekçesi olup savunma hakkını sınırlayan niteliği gereği olağanüstü kanun yolları başvurusu gerekçesi de teşkil etmektedir. Sanığın talimat mahkemesinde savunma yapma hususunda bir itirazı dile getirmemesi zımni onay sayılamaz, buradan bir hukuka uygunluk devşirilemez. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.10.2013 tarihli ve 2013/73 E. , 2013/401 K. sayılı kararı;