Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 07.06.2023 tarihli ve 2023/497 E., 2023/4279 K. sayılı kararı
KARAR ÖZETİ : “Hukuk yargılamasında yazılı belge ile ispatlanması gereken işlerde yemin teklif edilemeyeceğinden sanığın hukuk mahkemesinde yemin teklifi üzerine verdiği ifadesinden ötürü yalan tanıklık suçuna ilişkin mahkûmiyetine karar verilemez.”
Yargıtay 8. Ceza Dairesi , 2023/497 E. , 2023/4279 K.
“MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yalan yere yemin etme
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan usul hükümleri gereği temyiz edilebilir olduğu, sanık müdafiinin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı,
Katılan vekilinin ise yüzüne karşı 07.12.2022 tarihinde usulüne uygun tefhim edilen hükmü, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinde belirtilen bir haftalık yasal süreden sonra 05.01.2023 tarihinde temyiz ettiği, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı,
Hususları yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 2014/45031 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın, yalan tanıklık suçundan cezalandırılması talep olunmuştur.
2. Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.02.2016 tarih, 2014/857 Esas, 2016/100 Karar sayılı kararı ile sanığın, ek savunması da alınmak suretiyle yalan yere yemin etme suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, kurulan mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
3. Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2018/514 Esasa ve 2021/20 Karar sayılı kararı ile, sanığın tabi olduğu 5 yıllık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlediğinden bahisle geri bırakılan hükmün açıklanmasına ve sanığın beraatine karar verilmiştir.
4. İlgili kararın katılan vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2021/13992 Esas, 2021/23455 Karar sayılı kararı ile ” Denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi karşısında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerektiğinin gözetilmediği” gerekçeleri ile bozulmasına karar verilmiştir.
5. Dairemizin bozma kararı üzerine yapılan yargılamada; Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.12.2022 tarih, 2022/91 Esas, 2022/917 Karar sayılı kararı ile sanığın, yalan yere yemin etme suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; şirketin eski ortağı tarafından piyasaya sürülen senedin, karşılıksız olduğu iddiası ile katılan şirket ortakları tarafından açılan ve Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/263 Esas, 2014/252 Karar sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan menfi tespit davasında, senette aynı zamanda cirosu bulunan davalı sanığın yalan yere yemin ettiği iddiasına ilişkindir.
IV. GEREKÇE
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
Şirketin eski ortağı tarafından piyasaya sürülen senedin, karşılıksız olduğu iddiası ile katılan şirket ortakları tarafından açılan menfi tespit davasında, senette cirosu olan davalı sanığın teklif edilen yemin üzerine, “Eski ortak olan … ile aralarında borç ilişkisi olduğu, …’e borç verdiği” yönünde yemin etmesine rağmen, Yargıtay tarafından onanarak kesinleşen Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi hükmü ve dosya içeriğinden de anlaşıldığı üzere, …’ın senetlerin düzenlendiği tarihte şirket yetkilisi olup senetleri ve varlığını iddia ettiği alacaklarını şirket defterlerine kayıt etmek imkan ve yetkisine sahip olduğu halde şirket defterlerinde …’in alacaklarına ilişkin kayıt bulunmadığı, hisse devri sırasında düzenlenen şirkete ait borçlar listesinde de bu alacakların yer almadığı, …’in alacaklarına ilişkin herhangi bir belge sunmadığı belirlenerek, bu yönde bir borç olmadığının tespitine karar verildiği, bu bağlamda sanığın mahkeme huzurunda yalan yere yemin ettiği iddia edilmiş ise de;
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 02.04.1941 tarih 1940/19 Esas, 1941/12 sayılı Kararı gereğince yazılı belge ile ispatlanması gereken işlerde hukuk mahkemelerinde yalan yere yemin etmekten sanık olan kimselerin ceza mahkemelerindeki duruşmalarında ceza hakimlerinin yazılı delile göre hüküm vermesi gerektiği yönündeki görüşü de gözetilerek; yazılı belge ile ispatlanması gereken işlerde yemin teklif edilemeyeceği ve Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tespit davasında şirket belgeleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi tarafından onandığı anlaşılmakla, unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
A. Katılan Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
Ön inceleme bölümünde açıklanan nedenle katılan vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanık Müdafiinin Temyiz Talebi Yönünden;
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.12.2022 tarih 2022/91 Esas, 2022/917 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.06.2023 tarihinde karar verildi.