Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 04.04.2023 tarihli ve 2021/6595 E., 2023/1070 K. sayılı kararı
HÜKÜM ÖZETİ : “İsim benzerliği nedeniyle dosyaya yargılama aşamasında sanık sıfatıyla kaydedilerek cezalandırılmasına ve verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen davacının CMK md. 141 uyarınca manevi tazminat talep etme hakkı vardır.”
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2021/6595 E., 2023/1070 K.
MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 01.08.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; .isimli bir şahıs hakkında dava açılmasına rağmen tensip zaptıyla davacının isminin dosyaya sanık olarak kaydedilmesi sonucu davacı hakkında … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/137 E, 2010/129 sayılı kararıyla hırsızlık suçundan hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, verilen
hükmün 06.04.2010 tarihinde kesinleştiğini, yargılama giderleri ve harçların tahsili amacıyla davacının hisse senetlerine haciz konulduğunu, mahkemeye başvuruları üzerine mahkemenin 22.04.2015 tarihli ek kararıyla harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesine karar verildiğini ve yargılama harcının iade edilmediğini haczin kaldırıldığını, öğretmen olan davacının disiplin soruşturması tehdidiyle karşı karşıya kaldığını bu şekilde manevi olarak zarara uğradığından bahisle 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 20.09.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının somut herhangi bir zararının bulunmadığını, dosyada herhangi bir gözaltı ve tutuklama olmadığından davacının tazminat isteme hakkının olmadığını, davacının mevduat hesabına konan haczin müracaat üzerine kaldırılabileceğini, davacının talep ettiği tazminat miktarının fahiş olup haksız zenginleşmeye neden olabileceğini öne sürerek davanın reddini talep etmiştir.
3. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.01.2018 tarihli ve 2017/261 Esas, 2018/68 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
4. … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 19.07.2018 tarihli ve 2018/1906 Esas, 2018/2222 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.10.2021 tarih, 2019/2073 sayılı tebliğnamesi ile kararın esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacının temyiz istemi verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacı hakkında isim benzerliği nedeniyle … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/137 Esas ve 2010/129 Karar sayılı ilamı ile “Hırsızlık” suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ilgili ilamın kesinleştiği, ancak davacı tarafından durumun farkedilmesi üzerine yapılan başvuru üzerine davacı aleyhine hükmedilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 22/04/2015 tarihli ek karar ile kaldırılarak kararın adli sicil kaydından çıkartılmasına, yargı harçlarının işlemsiz iadesinin istenmesine karar verildiği, davacının bahsi geçen yargılamada gözaltına alınma, yakalanma veya tutuklanma gibi herhangi bir hak yoksunluğuna maruz kalmadığı, davacının ilgili karar nedeniyle zarara uğradığını hukukun genel ilkeleri kapsamında ispatlayamadığı, 5271 sayılı Kanunun 141 inci ve devamı maddeleri gereğince tazminat isteminde bulunabilmesi için aynı Kanunun 141 inci maddesinde sınırlı olarak belirtilen işlemler nedeniyle zarara uğranılması gerektiği ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının hakkında yapılan yanlış yargılama neticesinde öğretmen olması nedeni
ile soruşturma geçirmesi tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı, ceza alma ihtimali karşısında üzüntü ve elem yaşadığı gerekçesine dayanan tazminat isteminin yasal koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine yönelik kararda isabetsizlik görülmediği anlaşılmakla birlikte davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle davalı lehine 4.360,00 TL vekalet ücreti verilmesine şeklinde düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı oluşturan … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/137-2010/129 sayılı kararıyla davacı hakkında düzenlemiş bir iddianame bulunmamasına rağmen . isimli şahıs hakkında düzenlenen iddianame üzerine isim benzerliği nedeniyle davacının dosyaya yargılama aşamasında sanık sıfatıyla kaydedilerek hakkında 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491 inci maddesinin ilk ve son fıkrası, 522 nci maddesi, 523 üncü maddesi, 59 uncu maddesinin son fıkrası gereğince 2 ay 6 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 06.04.2010 tarihinde kesinleştiği, davacının başvurusu üzerine mahkemenin 26.01.2015 tarihli ek kararıyla yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüyle sehven davacı hakkında verilen hükmün ortadan kaldırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın adli sicil kayıtlarından çıkarılmasına, 22.04.2015 tarihli ek kararıyla ise; davacı hakkındaki harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesinin istenmesine karar verildiği, davacı hakkında 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin birinci fıkrasındaki koruma tedbirlerinden hiçbirisinin uygulanmadığı dolayısıyla ilgili madde gereğince tazminat isteme koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla birlikte, davacı hakkında açılan bir dava olmadığı halde hırsızlık suçundan . isimli şahıs hakkında açılan davanın yargılaması sırasında sehven davacının sanık sıfatıyla kaydedilmesi nedeniyle davacı hakkında hırsızlık suçundan cezalandırılması ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve davacının itirazı üzerine bu durumun yaklaşık 5 yıl sonra farkedildiği nazara alındığında davacının manevi olarak zarara uğradığının kabulü ile hakkında 5271 sayılı Yasanın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki tazminat isteme koşullarının oluştuğunun kabulü ile makul bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 19.07.2018 tarihli ve 2018/1906 Esas, 2018/2222 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca … 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.04.2023 tarihinde karar verildi.