Hırsızlık Suçuna İlişkin Kesinleşmiş Mahkûmiyet Hükmünün Kanun Yararına Bozma Talebine Konu Edilmesi Mümkündür.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/11/2016 tarihli ve 2016/950 E. , 2016/436 K. sayılı kararında yer alan zorunlu müdafii görevlendirilmesinde temel cezanın gözetilmesi gerekli olduğu, hapis cezasının belirli bir oranda artırılmasını öngören nitelikli hâllerin zorunlu müdafii görevlendirilmesine ilişkin gözetilmeyeceğine dair görüşü Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/10/2021 tarihli ve 2021/2-35 E. , 2021/473 K. sayılı kararı ile değişmiş olup zorunlu müdafii görevlendirilmesinde suçun cezada artırım öngören nitelikli hâlleri de zorunlu müdafii görevlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken iki husus vardır. İlki Yargıtay’ın yargısal içtihat değişikliklerinin geriye yürümeyeceğine ilişkin içhitatı ve içtihat değişikliğinin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/10/2021 tarihli ve 2021/2-35 esas, 2021/473 karar sayılı kararı ile gerçekleşmiş olması karşısında suçun nitelikli hâlleri gözetilerek müdafii atanmamış olması hususunun yalnızca 14/10/2021 tarihi itibariyle kesinleşmemiş olan ceza dosyaları açısından olağanüstü kanun yollarına başvuru hakkı teşkil edeceğidir. İkinci ise kesinleşmiş hükmün olağanüstü kanun yolları başvurusu neticesinde bozulması sonrasında yapılacak yargılamada aynı mahkûmiyet kararına hükmolunması ihtimalinde infazda yaşanacak sorunların göz önünde bulundurulmasıdır. Geçici Madde 10 uyarınca lehe infaz uygulamalarının hükmün bozulması ve sonradan tekrar infaza verilmesi ile tekrardan tatbik edilemeyeceği gözetilmeli, bozma sonrası cezanın azalıp azalmayacağı, beraat ihtimali ve olası infaz senaryoları üzerinden olağanüstü kanun yollarına başvurulup başvurulmayacağı değerlendirilmelidir. Kanun yararına bozma talepli dilekçemize binaen Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün bozma istemli talepnamesinden;