Denetimli Serbestlik Sürecinde Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüklerince Gerçekleştirilen Tebligatlar İncelenirken Dikkat Edilmesi Gereken Temel Hususlar
1. Gerçekleştirilen ilk tebligatın şüphelinin/denetimli serbestlik yükümlüsünün dosya kapsamında bilinen(kolluk ifadesi, savcılık ifadesinde verilen adres) son adresine yapılıp yapılmadığı tespit edilmelidir. Bu tebligat iade geldiği takdirde; Yargıtay İçtihadları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 20.11.2020 tarih ve 2019/2 esas sayılı içtihadı uyarınca varsa mernis adresine tebligat zarfının üzerine “MERNİS ADRESİDİR – 7201 SAYILI TEBLİGAT KANUNUNUN 21/2.MADDESİNE GÖRE TEBLİĞ EDİLMESİ” ibaresinin eklenmek suretiyle tebligat gönderilip gönderilmediği, Nüfus kayıt örneğinde MERNİS adresi görünmediği takdirde bu defa şüphelinin zarfın üzerine “7201 sayılı Tebligat Kanunu 35\2. maddesine göre tebliğ edilmesi” ibaresi eklenerek ikinci tebligatın gönderilip gönderilmediği değerlendirilmelidir.
2. Şüphelinin MERNİS adresi ilgili Denetimli Serbestlik Bürosunun yetki alanı dışında ise yetkisizlik verilerek dosyanın Savcılığa iletilmesi gerekir. Örneğin Aydın Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünce şüphelinin İstanbul Mernis adresine çıkartılan tebligatın sonuçları ısrar olarak değerlendirilemez.
3. Şüpheliye gönderilen tebligat zarfları üzerine içerisinde “ÇAĞRI KAĞIDI VARDIR” veya “UYARI KARARI VARDIR” veya “DOSYA KAPATMA KARARI VARDIR” ibarelerinin açıkça belirtilerek yazılıp yazılmadığı tespit edilmelidir.
4. Şüphelinin denetimli serbestlik tedbiri kararına uymaması halinde ihlâl nedeniyle denetim serbestlik dosyasının kapatılmasına karar verildiğinde kapatma kararının mutlaka şüpheliye tebliğe çıkarılması gerekir. Bu noktada tebliğdeki usûlsüzlükler, kapatma kararı sonrasında açığa iade veya kamu davası açılması gibi hukuki işlemleri hukuka aykırı hâle getirir.
5. Şüpheli cezaevinde bulunduğu takdirde; kendisine tebligat yapılması gereken hususlarda cezaevine yazılan yazılarda 5271 sayılı CMK 35/son fıkrasında; “ilgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar kendisine okunup anlatılır” ibaresi bulunduğundan bunun cezaevine yazılan yazılarda mutlaka hatırlatılıp tebligatın usûlüne uygun yapılması gerekir. Aksi hâlde tebligat usûlsüzdür.
6. Şüpheli, tebligat çıkartıldığı tarih itibariyle asker ise; terhis tarihinin belirlenerek terhis tarihinden sonra denetimin başlatılması gerekir. Aksi hâlde askerken gerçekleştirilen tebligat işlemlerine binaen alınacak kararlar da hukuka aykırı kabul edilmelidir.