Ceza yargılamasında istinaf incelemesi sırasında duruşma açılmaksızın beraat kararı verilip verilemeyeceğine ve istinaf dilekçesinde duruşma isteminin belirtilmesinin önemine ilişkin;
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kamu görevlisine hakaret suçundan mahkûmiyetine ilişkin kararın istinaf incelemesini gerçekleştiren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesinin istinaf başvurusunu duruşma açmak suretiyle inceleyip incelemeyeceği üzerinden gündeme gelen mahkûmiyet kararına karşı gerçekleştirilen istinaf başvurusunun dosya üzerinden incelenmek suretiyle beraat kararı verilip verilemeyeceği ve bu duruma ilişkin güncel uygulama tartışma konusu olmuştur. Bu hususta emsâl olarak gösterilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.05.2022 tarihli ve 2020/248 E., 2022/359 K. sayılı kararında; “Bölge Adliye Mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin maddi olayın gerçekleşme biçimine ilişkin kabulünü değiştirmemesi, dosyaya yeni bir delil ikame etme yoluna gitmemesi, ilk derece mahkemesinin dosyada mevcut delilleri takdir etmek suretiyle ulaştığı sonucu isabetli bulmayarak aynı delilleri yeniden değerlendirip suçun manevi unsuru bakımından farklı bir sonuca ulaşması, 7035 sayılı Kanun’un gerekçesinde de belirtildiği üzere değişiklikle amaçlanan hususlardan birinin Bölge Adliye Mahkemelerinin daha etkin ve verimli bir şekilde çalışmalarının sağlanması olması hususları birlikte gözetildiğinde; Bölge Adliye Mahkemesinin duruşma açmaksızın dosya üzerinden yaptığı inceleme neticesinde İlk Derece Mahkemesince mahkûmiyetine hükmedilen ve eylemi sabit görülen sanığın kastının bulunmadığından bahisle beraatine karar verebileceğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.” şeklinde istinaf incelemesi sırasında Bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi tarafından belirlenen maddi mesele değiştirilmediği ve yeni bir delil de toplanmadığı hâlde beraat kararı verilebilmesi için duruşma açılması zorunluluğunun bulunmadığı ifade edilmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mahkûmiyetine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde verilecek kararın denetleneceği Yargıtay 4. Ceza Dairesi de 01.04.2024 tarihli ve 2021/37283 E., 2024/4197 K. sayılı kararı ile; “Ceza Genel Kurulunun 17.05.2022 tarihli, 2020/248 Esas, 2022/359 Karar sayılı ilamı ve 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ”İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine” duruşma açılmasına gerek olmadan karar verilebileceğinin düzenlenmiş olması ve aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ”Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse” şeklinde yer alan düzenleme birlikte değerlendirildiğinde istinaf mahkemesince dava dosyası üzerinden verilen beraat kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından Tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.” şeklinde olayın daha ziyade aydınlanmasının gerekmediği, delil toplanmasına ihtiyaç duyulmadığı ve dosya üzerinden inceleme gerçekleştirilebileceği hâllerde duruşma açılmaksızın dosya üzerinden beraat kararı verilebileceğine karar verilmiştir. İstinaf mahkemesinin İlk Derece Mahkemesinin maddi olayın gerçekleşme biçimine ilişkin kabulünü değiştirmemesi, dosyaya yeni bir delil ikâme etme yoluna gitmemesi, İlk Derece Mahkemesinin dosyada mevcut delilleri takdir etmek suretiyle ulaştığı sonucu isabetli bulmayarak aynı delilleri yeniden değerlendirip farklı bir sonuca ulaşması durumunda dosya üzerinden beraat kararı verilebileceğini söylemek mümkündür. Ancak Yargıtay Dairelerince, Bölge Adliye Mahkemelerinin otomatik olarak her dosyada duruşma açılmaksızın beraat kararı verebileceğine ilişkin uygulamasının kabul edilmediğini, bu hususta oldukça fazla bozma kararının bulunduğunu, dosya üzerinden verilebilecek beraat kararının yalnızca “derhal beraat” kararı verilebilecek durumlarla sınırlı olarak yorumlandığını da ifade etmek gerekir. Son olarak meslektaşların verecekleri istinaf dilekçelerinde istinaf incelemesinin duruşma istemli olarak görülmesini talep etmelerinin önemli olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12.12.2023 tarihli ve 25952/18 numaralı Deliktaş/Türkiye kararı ile istinaf incelemesini gerçekleştiren Bölge Adliye Mahkemesince sanık müdafiinin duruşma yapılmasına yönelik talebini ele almaksızın duruşma açılmaksızın mahkûmiyet kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin adil yargılama hakkının ihlâli olarak yorumladığı ve bu şekilde alınacak bir ihlâl kararının “yeniden yargılama” gerekçesi olduğunu da ifade etmek isterim.